5 Mayıs 2013 Pazar

"Asrın Vebası: Narsisizm İlleti" kitabından notlar

Kitap Amerikalı akademisyen Dr. Jean M. Twenge ve Dr. W. Keith Campbell tarafından hazırlanmış. Özelde Amerikan toplumundaki narsisizme eğilim sürecini detaylı araştırmalar ve istatistikler ile ele alınmış.  Maalesef her geçen gün bizim toplumumuzda da narsisizm daha fazla görülmeye başlandı.

Kitabı okumadan önce anlam veremediğim bazı davranışların sebebini daha net kavramaya başladım. Bu bağlamda elimden geldiği kadar kitapdan alıntılar yapmaya çalışacağım. Sadece önemli gördüğüm yerleri yayınlayacağım desem kitaba haksızlık etmiş olurum. Kitapta hiç boş bilgi yok.

Kısa bir giriş yaptıktan sonra ilk notlarımızı yayınlamaya başlayalım. Notların altında sayfa numaralarını da yazacağım. Kitap bitmek üzere olduğu için notlar bir sıralama göre değil. İkinci taramamda gözüme çarpan yerleri içerecektir.

İlk olarak iş hayatı ile ilgili kısımlardan başlamak istiyorum.


14. Bölüm - Hep Eğlen, Hiç çalışma

"Bugün Amerika'da çok sayıda insan başkalarının ihtiyaçlarına ilgisiz ya da daha beteri, başkalarının ihtiyaçlarıın kendilerinkinki kadar önemli olmadığını düşünüyor. Bu ruh haline hak iddia etme psikolojisi diyoruz. Hak iddia etme; kişinin özel muamele, başarı ve daha fazla şey hak ettiğinine dair duyduğu inançtır." S. 319

"Hak iddia etmedeki sorun şudur: Siz özelsiniz, o halde size saygı göstermemeye kim cüret edebilir? Eşinizin çirkin sözleri ya da davranışları, hayattaki özel konumunuza karşı önemli bir meydan okuma olarak görülür, bu nedenle de bu durumu oluruna bırakamazsınız. Sonuç, kısır döngülü bir ilişki çatışmasıdır.  Aynı şey iş ilişkilerinde de geçerlidir. Diyelim ki Brandon, hak iddiasında olan bir çalışan. Brandon'ın patronu yaptığı işi eleştirirse, "Ne cüretle beni eleştiriyor" diye düşünür ve "Ama ben bunun üstünde çok emek harcadım" diye itiraz edebilir. Hak iddiasında olan kişiler, genellikle çok emek sarfetmeyi, gerçekten iyi bir şey ortaya çıkarmakla karıştırırlar. S. 324"


Çalışan Sorunu

"İş hayatında hak iddası genellikle basit bir denkleme indirgenir: az iş, çok maaş. Bugün çok sayıda çalışan bunu istiyor ama işinde daha fazla esneklik, denge, anlam ve özgü de istiyor.

Beyaz yakalıların çalıştıkları şirket yöneticileri çalışanların şirket içinde yapacaklarından çok, şirketin kendileri için ne yapacağı(iş yerinde spor salonu, daha fazla izin) öğrenmek istemelerinden şikayet ediyorlar. Yüksek beklentiler de kural haline gelmiş durumda; daha iş yerindeki ilk haftalarında şirketin uygulamalarını değiştireceğini uman ya da 5 yıl içinde şirketin başına geçeceğine inanan çalışanlar hakkında bir alay hikaye var." S. 325

"Narsistler genellikle ne pahasına olursa olsun başarma girişimlerinde ekip arkadaşlarından faydalanırlar. Başkasını "harcamak" pahasına ilerleyen ve kurumun başarısını tehlikeye atan bu kişilere "zafer oburları", "yağcılar" ya da "kalleşler" deniyor. Narsistler bir grup çalışmasında başkalarıyla birlikte çalıştıklarında, grubun başarını kendine mal eder ve çok yakın bir arkadaşlık ilişkileri olsa bile, başarısızlıkları için çalışma arkadaşlarını suçlarlar. Bu kendine hizmet eden yaklaşım, narsistin patronunun gözüne girmesini sağlayabilir ama iş arkadaşlarıyla ilişkilerini yok eder." Sayfa 330.


Epideminin Tedavisi

"Hak iddasıyla mücadelenin en iyi yollarından biri, sahip olduklarınıza şükretmektir. Çok ilginç bir araştırmada katılımcılardan on hafta boyunca, haftada bir kez, şükrettikleri şeyleri liste halinde yazmaları istendi. Bu görevi yerine getirmeyenlere kıyasla, şükrettikleri şeyleri düşünenler daha büyük bir mutluluk hissettiler, sağlık durumları daha iyi oldu ve daha çok egzersiz yaptılar. Ayrıca başkalarına karşı duygusal yönden daha destekleyiciydiler. Şükran hak iddiasının zıddıdır. Layık oldugunuz halde sahip olmadıklarınıza değil, elinizde olanları düşünürsünüz." S.332


"Gençler, özellikle de zengin ailelerin çocukları, alçak gönüllülüğü,sevecenliği, iş ve maaş arasındaki ilişkiyi ve paranın değerini öğrenmeleri için zor işlerde çalışmaya teşvik edilmeliler. bu tür işler gençlere, bu işleri meslek olarak yapan kişilere karşı belirsiz bir üstünlük duygusundan çok, bir yakınlık hissetmeyi öğretir." S. 335


"Thomas Edison, yaratıcılığın %10'u ilham, %90'ı ise terlemektir demiş ama günümüz kültürü %50'sinin ilham, %10 terlemek ve %40'ının da kendini ifade etmek olduğunu ileri sürüyor. Amerikalılar kendilerini ifade edebilme düşüncesine bayılıyorlar ve bunun aslında hiç gerekli olmadığına onları ikna etmek çok zor."



1 yorum:

  1. Oldukca faydali bolumlerden alinti yapilmis. Bir bolumunu cok hosuma gittigi icin kullandim.
    Cok tskler
    Bayram karagoz

    YanıtlaSil