7 Ekim 2013 Pazartesi

Okuma Notları: Liderliğin Karanlık Yüzü


Bugünkü okuma notumuz HBR Haziran 2013 sayısından bir yazı.
Kötü lider tanımını bilirdik. Bu yazıda kötü liderleri detaylı incelemişler ve 4 alt grup belirlemişler. Bu çalışmayı yaparken  farklı alanlarda(savunma,banka, bilişim vb) 31 "bilgi çalışanı" ile mülakatlar yapılmış.
Burada özet kısmında yazan kötü lider davranışlarını kısmını alıntı yapacağım.



4. farklı kötü lider var:

  1. Yıkıcı Liderlik
  2. Değişime Kapalı Liderlik
  3. Yetkin olmayan/Pasif Liderlik
  4. Vizyoner Olmayan/Statükocu Liderlik


Yıkıcı Liderlik davranışları:

  • Söylediklerinde samimi değildir.
  • Çalışanlara karşı açık değildir, bilgi saklar
  • İşler yolunda gitmediğinde çalışanları suçlar. Başarısızlıkları çalışanlara yükler
  • Korkutarak iş yaptırır, ağresiftir, tehditkardır, çabuk sinirlenir
  • Çalışanlara kötü ve saygısızca davranır, aşağılar
  • Çalışanlara güvenmez
  •  Çalışanların motivasyonunu kırar.
  • Çalışanları küstürür, savunmaya iter.
  • Çalışanların kariyerler ile ilgilenmez, gelişmelerine izin vermez.
  • Çalışanları ayrı bir kişi olarak görmez, yeri doldurulabilir görür.
  • Çalışanlarına, takımına, işine bağlı değildir, çalışanların ve kurumun çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını önemser.
  • Çalışanları baskı altında tutar.
  • Astların üst yönetimle bağlantı kurmasını engeller.
  • Çalışanlarını kendine tehdit olarak görür, bulunduğu pozisyonu kaybetme korkusu duyar.
  • Çalışanların ve ekibin başarısını kendi başarısı olarak lanse eder.
  • Güvensizlik ve gerginlik ortamı oluşturur.
  • Çalışanlar ona inanmaz, güvenmez,saygı duymaz ve sevmez.

 Değişime Kapalı Liderlik:

  • Değişime kapalıdır, yeniliklere şüpheyle bakar.
  • Değişiminden ve belirsizlikten korkar.
  • Gidişattan memnundur, değişime ihtiyaç duymaz.
  • Sadece kendini onore edecek yeniliklere sahiplenir.
  • Kendi eksikliklerini ortaya çıkarmayarak sistemin devamlılığını sağlar.
  • Değişim için zaman harcamaz. Yeni fikirleri ciddiye almaz, ilgilenmez.
  • Yeni fikirleri uygulamaya açık değildir, uygulamamak için bahaneler bulur ve çürütmeye çalışır.
  • Değişimin peşinde olanları engeller, yıpratır, zarar verir.

 Yetkin olmayan/Pasif Liderlik

  • Sorumluluktan kaçar, inisiyatif kullanmaz.
  • Problemlere çözüm bulamaz.
  • Söz vermez, sözünün arkasında durmaz.
  • Karar vermekten korkar, kararları zamana yayarak hızlı karar veremez.
  • Çalışanları yönlendirmez, tavsiye veremez.
  • Çalışanların işi sahiplenmesini sağlayamaz.
  • Başladığı işi bitiremez.
  • Ekip ruhuna inanmaz, ekibin ve çalışanların başarılarını takdir etmez.
  • İşi iyi bölüştürmez ve beklentilerini ifade edemez.
  • Çalışanlarla bireysel ilişkiler kuramaz, sürdüremez.

 Vizyoner Olmayan/Statükocu Liderlik:

  • Günlük işlerin yürümesini sağlar.
  • Küçük hesaplara takılır, detaylara boğulur.
  • Etkileri küçük olan, günü kurtarmaya yönelik işler yapar.
  • Çalışanların yaptığı her şeyi kontrol eder.
  • Çalışanların yaptığı her şeye müdahele eder.
  • Şartname, prosedür ve kurallara uyacak işler yapar.
  • Kendine verilmiş görevi yapar, dışına çıkmaz.
  • Vizyon yoktur, strateji belirleyemez.
  • Statükocudur, hiyerarşiye bağlıdır.
  • Tek yönlü düşünür, kalıplara çok bağlıdır.
  • Çalışanların fikirlerini sormaz ve onları karar sürecinde dahil etmez.
  • İçinde bulunduğu kültürü anlamaya çalışmaz.
  • Çalışanlara yetki ve inisiyatif vermez.
  • İşe uygun olmadığı halde tanıdıkları işe alır.
  • Çok mesai yapanın iyi çalışan olduğunu düşünür.
  • Gücü sahip olduğu koltuktan gelir/bulunduğu pozisyondan zevk alır.
  • Bir şey yapmaktan, üretmekten ziyade saygı duyulmayı önemser.
  • Karar verirken kendini, kararların üst yönetime beğendirme kaygısı taşır.
  • Çok konuşur, az iş yapar, kendini çok iyi satar.


Son olarakta Olumsuz Liderlerin Kişilik Özellikleri:

  • İçe kapanıktır, etrafla ilişkisini minimum düzeyde tutar.
  • Riski göze alamaz, elini taşın altına koyamaz.
  • kendine güveni yoktur, alıngandır.
  • Sosyal ortamlardan kaçınır/İnsan ilişkilerinde iyi değildir.
  • Tutarsızdır.
  • Hırslıdır, neye mal olursa olsun üst seviyelere ulaşmaya çalışır.
  • Her şeyi ben bilirim havasındadır, dediğim dediktir, ikna olmaz.
  • Adil değildir.
 
 
Peki bu kadar kötü kişilikleri nasıl oluyorda yönetici pozisyonlarına getiriyorlar diye soramadan edemiyorum. Aynı soruyu yazarlarda sormuş ve katılımcılar bu kişilerin liderlik pozisyonlarına gelmelerinde "şans faktörü ve politik bağlantılar önem taşıyor" diye cevap vermişler.
 
Bence buna ek olarak insan kaynaklarının işini doğru yapmamasından kaynaklanıyor... Yazarlarda yöneticilerin davranışlarındaki ahlaki yönünün sorgulanması gerektiğini, gerekirse ast ve üstlerinden bu konuda geri bildirim almalarını tavsiye ediyor.

Bu dönem MBA yüksek lisansta insan kaynakları dersini almaktayım. Özellikle performans yönetimi konusu üzerine çalışacağım. Fırsat buldukça performans yönetimi konusunda da okuma notları paylaşacağım.

Son olarak şunu söylemek istiyorum. İş hayatı her geçen gün biraz daha bizans dönemi ve kurtlar vadisi gibi entrika dolu hale geliyor. Umarım iş hayatında terfi etmek kadar insan ilişkilerine ve ahlak üzerine kurulu bir sistemi kurulur da insanlar işlerine zevkle giderler. Bu süreç böyle devam ederse "Pazartesi sendromu" yaşayan, Cuma'yı iple çeken, sektörü bırakıp domates yetiştirecek tarla arayan çalışanlar olup çıkacağız...


 
 



5 Ekim 2013 Cumartesi

Okuma Notları : HBR "Yönetim 2.0" 1- Kendinizi Yönetin

Yöneticilik kitapları konusunda Harvard Business Review yayınlarının tartışılmaz bir kalitesi olduğunu söyleyebilirim. Kitaplarda gereksiz gaz vermelerden uzak, ayakları yere basan, ulaşılabilir hedeflerden bahsediliyor.

Şimdi gelelim Yönetim 2.0 notlarına. Kitap yöneticilere kısa kısa tavsiyelerde bulunuyor.

Kitabın ilk konusu "Kendinizi Yönetin". Açıkcası  okuduğum tüm kaliteli yönetim kitaplarının en can alıcı noktası burası olduğunu söyleyebilirim. Kendini yönetemeyen birinin başkalarını yönetmesinin imkansız olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Aşağıdaki tırnak içerisindeki yazılar kitapdan alıntıdır. Kendi notlarımı "" olmadan farklı renkte yazacağım.

"Kendinizi Yönetin"


"Her ay iki eski iş arkadaşınızla buluşun.
Sektörünüzden, sektörün nereye gittiğinden bahsedin. Bu, camiadan faydalanmanızı sürdürecektir"

"Kendinie profesyonel bir denetim yapın.
İster resmi, ister gayrı resmi bir süreçle kendi büyümeniz ve performansınız üzerine düşünün. Güçleriniz, zayıflıklarınız ve gelecek yıl neye odaklanabileceğiniz konusunda kendinize karşı dürst olun."

"Egonuzun öğrenme arzunuzun yoluna çıkmasına izin vermeyin."

"Başarılı liderler zihinlerini yeni şeylere açık tutarlar çünkü bilgi seviyeleri ne kadar yüksek olursa olsun her zaman keşfedilecek daha fazla şey olduğunu bilirler. Eğer bir alanda uzman olursanız, uzmanlığınızı aktarabileceğiniz ve uygulayabileceğiniz başka alanlar arayın"

"Kendinize Liderlik Tetkiki yapın"

"Çoğumuz iyice hasta olana kadar doktora gitmeyiz. Oysa koruyucu tıbbi değerlendirmelerin sağlığı iyileştirdiği, hayat kurtardığ ve medikal maliyetleri düşürdüğü bir gerçektir."

"Eğer liderler sorunlar ortaya çıkmadan esaslı değerlendirmeler geçirirse zaman ve para(baş ağrısından bahsetmeye gerek yok) tasarrufu yapabilir. Etrafınızdaki insanlardan neyin işlediği ve neyin işlemediği konularında geri bildirim isteyin.


Luzümsuz "Böyle olmak Zorundayım" lafını bırakın

"Bir liderin sahip olabileceği en kötü alışkanlıklardan biri kendi davranışlarına şu gibi iddialarla bahane bulmaktır: "Ben böyleyim işte" Sizi siz yaptığına inandığınız kötü davranışlara yapışıp kalmayı bırakın"

İY Notu: Gerçek hayatta "ben böyleyim işte" değişemem karakterim böyle diyen kişilerin iyi bir yönetici olduğu görmedim. Yukarıda bahsedilen doktora gitme örneğinde olduğu gibi bu kişilerde tedavi olmayı reddeden kronik hasta gibi değerlendirilebilir. Hastadır ama tedavi kabul etmemekte. Kimisi ise maalesef hasta olduğunun farkına da varamamaktadır.


"Değişemeyeceğiniz konusunda ısrar etmek yerine bu davranışların etrafınızdakilerin başarılarını nasıl engelliyor olabileceğini düşünün" Bu davranışları karakter özellikleri olarak değil, iyileşme imkanı olarak düşünün. Başarılı olmanıza yardımcı olduğunda ne kadar kolayca değişebildiğinizi görünce şaşıracaksınız."


Eleştirilere Açık Olun

"Liderler sadece eleştirilere açık olduklarından değil, aktif olarak böyle eleştirileri almaya çalıştıklarından da emin olmaları gerekir. Sadece genel geribildirimi istemeyin."

Bağımlılığınızı Azaltın

İnsanların "Cep telefonu yokken ne yapıyorduk?" dediğin ne kadar sık işitiyoruz? Buna en çok verilen cevap: hafızamıza dayanıyorduk.

Teknoloji bağımlılığımızın artması yüzünden çok azımız telefon numaralarını veya randevuları anımsayabiliyoruz.
Numaraları hatırlayıp elle kendiniz yazmaya veya haftalık takviminizi zihninizde şekillendirmeye çalışın. Bu sadece sağlıklı bir şekilde zihninizi kullanmanıza yardımcı olmayacak, aynı zamanda kaçınılmaz olan gerçekleştiğinde ve cep telefonunuz bozulduğunda hayatınızı kurtaracaktır.

Asgari zamanla Yönetin

Önemli olan ne kadar değil, nasıl liderlik yaptığınızdır.

Ölü zamanı gelişim zamanına döndürün. gününüzün içinde bir başkasıyla konuştuğunuz her küçük esnekliği bir koçluk yapma fırsatına dönüştürün. Bir toplantıdan mı çıkıyorsunuz? Astınıza sunumla ilgili geri bildirim sunması için iki dakika verin.

İnsanların çalışma alanına girin: Günde bir kez ayağa kalkıp yakın zamanda konuşmamış olduğunuz birinin masasına gidin. Ne üzerine çalıştığını sormak için iki dakikanızı ayırın.

Günde iki iletişim kurun: Her gün, o gün tanıştığınız iki insana e-posta atın ve "ileri bildirim" sunun. Onların becerilerini geliştirmeye çalıştırdığınızı bilen çalışanlar sadık olurlar.

Üretkenliğinizi Artırın

  • Yapılacaklar listesini tutun
  • En önemli şeyi en başta yapın
  • Acil olmayan şeyler için zaman ayarlayın


Denetimi Elden Bırakın

Şirketinizi veya biriminizi büyütmek için mücadele ediyorsanız yapabileceğiniz en akıllıca şeylerden biri denetimi elden bırakmaktır:

Karar vermeyi alt kademelere indirin

Hataların olabileceğini kabul edin:Sorumluluğu başkalarıyla paylaşmak, işlerin her zaman plana göre gitmeyeceği anlamına gelir. Çalışanlarınızı, beklentiler konusunda net olarak ve onlara işlerini iyi bir şekilde yapmak için ihtiyaç duydukları araçları vererek hazırlayın.
Heyetinizi kurun.

Stresle yüzleşerek onu yönetin

İşinizi eğlenceye dönüştürün

  • Birlikte çalışmaktan zevk aldığınız insanları bulun
  • Çözmekten hoşlandığınız sorunları bulun


4 Ekim 2013 Cuma

Linux eğitimleri tekrar başlıyor....

Bir kaç yıldır ara verdiğim Linux eğitimlerine Network Academy'de tekrar başlıyorum.

Tüm Linux dağıtımlarına hitap ettiği için LPI konularına göre eğitim verilecektir. LPI konularında da hem RPM tabanlı hem de Debian tabanlı yönetim paketlerinden bahsedildiği için eğitim sonrasında kullanıcılar istedikleri Linux dağıtımı ile çok rahat bir şekilde çalışabileceklerdir.

Öncelikli olarak LPI 1 sertifika sınavına yönelik olan LPI-101 ve LPI-102 sınavına yönelik konular üzerinde durulacaktır. Bu sınavların hangi konuları kapsadığını http://wiki.lpi.org/wiki/LPIC-1_Objectives(TR) adresinden inceleyebilirsiniz.

Dersler sadece Cumartesi ve Pazar günleri yapılacaktır. Her bir kur 4 gün olacak şekilde planlanmıştır.

Sınıfların açılabilmesi için en az 5 kişilik bir katılımcıya ihtiyaç vardır. Öncelike ön talep toplanacak. Sonrasında uygun bir tarihte sınıf açılacaktır.

Ön kayıt için ve sorularınız için iletişim e-postası: bilgitalep@networkakademi.net ve ismailyenigul@gmail.com


3 Ekim 2013 Perşembe

Sosyal medyada kötü yönetici karikatürleri

Bu sıralar sosyal medyada özellikle de linkedin'de çok fazla miktarda beceriksiz kalitesiz yöneticileri anlatan  karikatürler paylaşılıyor.  Bu paylaşımın sebepleri şunlar olabilir:


  • İbret olsun diye kötü yöneticilerin ne kadar kötü olduğunu tüm dünyaya anlatmak.
  • Kötü yöneticisi varsa ona mesaj göndermek
  • Birazcık eğlence

Bu aralar HBR Türkiye'nin Haziran 2013 sayısındaki "Liderliğin karanlık yüzü" yazısını bitirmeye çalışıyorum. Bitirdiğimde bununla ilgili notlarımı yayınlayacağım.

Bu yazıda özetle kötü liderlerin ikiye ayrıldığından bahsediyor. Kötü liderlerin bir kısmı art niyetli, yıkıcı,saldırgan,ahlaksız,yalan söyleme gibi tavırlar içerisinde iken diğer kısmı ise ekibini yönetemeyen pasif ve beceriksiz kişiliklerdir.


Bu girişten esas mevzuya geleyim. Sürekli kötü yönetici,lider karikatürleri paylaşarak yöneticileri eleştirenler ileride kendilerinin de yönetici  olabileceğini az çok hesap ediyorlardır sanırım.  Umarım eleştirilen kişiler gibi olmamak için kendimizi geliştiriyoruzdur. Aksi halde yönetici olduğumuzda bizim de eleştirdiğimiz kişilerden bir farkımız olmayacaktır. İşin daha kötüsü, kendimizi iyi tanıyıp eksikliklerimizi göremediysek eleştirdiklerimizden daha kötü bir yönetici bile olabiliriz :)

Özetle eleştiri güzel ama yetmez. Eleştiri hazzını kendimizi geliştirmenin vereceği güven ile devam ettirmemiz lazım.







2 Ekim 2013 Çarşamba

Finanscı, Satışcı, Teknik Ekip: Başarılı bir şirket için hangisi önceliklidir?

10 yıl önce mühendis olarak çalışırken iyi bir şirket için öncelikle çok iyi teknik ekip lazım diye düşünürdüm. Nasıl olsa iyi bir iş yapınca müşteri kendiliğinden gelecekti!

Şimdilerde başarılı bir şirket için mutlaka iyi bir teknik kadro lazım diyorum. Fakat yılların verdiği tecrübe ile anladım ki teknik ekipten önce iyi bir finans yöneticisi sonrasında ise başarılı satış birimi gerekmektedir.

Sadece iyi bir teknik ekibiniz varsa iş alabilir, para kazanabilirsiniz. Fakat iş ve kazanç sınırlı bir çerçevede olacaktır. Finans tarafında tecrübeniz yoksa finansal riskleri göremediğiniz için, nakit akışını yönetemediğiniz için şirketiniz uzun vadede mali sıkıntılar yaşayabilir. Günümüzde bir çok şirket satış yapamadığı için değil nakit akışını yönetemediği için batmıştır. Finans yöneticisi sizin ne olacak bu masraftan diye dikkat etmediğiniz harcamalarınızı denetleyerek hiç ummadığınız miktarda maliyetlerinizi azaltabilir. Unutmayın ki günümüz iş dünyasında karlılığı sağlamamanın en önemli yöntemlerinden birisi üründe farklılaşma iken diğeri maliyetleri azaltmaktır.


Çok  iyi bir teknik ekibiniz var, fakat iyi bir satış ekibiniz yoksa kendisini keşfedecek bir beyaz atlı prens bekleyen güzel olarak ıssız adada ölüp gidersiniz de kimsenin ruhu duymaz :)  "Aslında çok güzel ürün yapmıştık ama alan olmadı diyenler" mezarlığında yerinizi almanız kuvvetle muhtemeldir. Satış ekibiniz "insan iletişiminde biraz tecrübesiz" olan teknik ekibinizin müşteriye bakan gülen yüzüdür. Satış ekibi sürekli müşterilerle iç içe olduğu için müşterilerin beklentilerini çok daha iyi ölçebilmektedir.  Teknik ekibe göre üründeki "basit" bir detay, satışcı gözünde bir elmas değerinde olabilmektedir.


Finans ve satışı sağlam bir kadro ile kurmakla iş bitmiyor. İşte bu noktadan sonra teknik ekibe iş düşmektedir. İyi bir teknik ekip satışcı için müşteriye güven demektir. Finanscı için ise işlerin zamanında teslim edilip ödemelerin vaktinde alınması için anahtar rolü oynamaktadır.

Eğer hala iyi bir teknik ekip olmadan satışcı,finanscı ne yapacak diyorsanız. Doğru dürüst bir teknik kadrosu olmadan finans ve satış gücü sayesinde milyon dolarlık ihaleler alıp bunları iyi teknik elemanları olan taşeronlara paslayıp kendi teknik bir iş yapmadan para kazanan şirketleri incelemenizi öneririm.


Başlıktaki soruya on dört yıldır sektörde olan bir mühendis olarak cevap verecek olursam:
Cevabım: İyi bir şirket için en başta iyi bir finanscı, arkasından iyi bir satışcı ve son olarak ta iyi bir teknik ekip gerekmektedir.